28 Nisan Pazar 2024
2 yıl önce

Bakan Soylu, Kılıçdaroğlu’na Engin Altay’ı şikayet etti: Buradan şikayetçiyiz

Öte yandan, Kemal Kılıçdaroğlu’da Engin Altay’ın “CHP’li belediyelerin yardımları sel bölgesine alınmıyor” iddiaları yalanlamıştı.

2 yıl önce

Bakan Soylu, Altındağ'daki olaylarda hayatını kaybeden Emirhan Yalçın'ın ailesini ve aynı olayda yaralanan Ali Ülger'i ziyaret etti

"AİLELERİMİZİN VAKARINA MİNNETTARIZ" Bakan Soylu, ziyaret sonrası Twitter hesabından yaptığı paylaşımda "11 Ağustos'ta Altındağ'da yaşanan elim olayda hayatını kaybeden Emirhan Yalçın ile aynı olayda yaralanan Ali Yasin Ülger evlatlarımızın ailelerini ziyaret ettik. Ailelerimizin sabrına, vakarına minnettarız. Rabbim Emirhan'ımıza rahmet, Ali Yasin'imize acil şifalar nasip eylesin" ifadelerini kullandı.

2 yıl önce

Bozkurt'ta teyzelerden Bakan Soylu ve ekiplere ayran ikramı

Sel felaketinden etkilenen Kastamonu'nun Bozkurt ilçesinde kadınlar, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya ve canla başla çalışan ekiplere bahçelerinden topladıkları domates, biber ve ayran ikram etti.

2 yıl önce

Bakan Soylu, selde Kur’an kursu öğrencilerini kurtaran emekli astsubaya teşekkür etti

Kastamonu'nun Bozkurt ilçesinde meydana gelen selde Kur’an kursunda mahsur kalan öğrenciler, emekli astsubay Turhan Tekin tarafından yaptığı ip düzeneğiyle kurtarılmıştı. ÇOK BÜYÜK İŞLER YAPTINIZ Olay sonrası Tekin’i arayarak teşekkürlerini ileten Bakan Soylu, “Allah sizden razı olsun. Bu akşam biz bu tarafta siz o tarafta çok büyük işler yaptınız. Tecrübenizi, tekniğinizi, emeğinizi o akşam çocuklar için kullandınız. Bana göre çok da cesaretli iş yaptınız Allah sizden razı olsun” ifadelerini kullandı. https://twitter.com/genelgundem/status/1429092509624438796?s=21 NE OLMUŞTU? Sel felaketinin yaşandığı Kastamonu'nun Bozkurt ilçesinde, bir bölümü çöken Kur'an Kursu binasından öğrenci ve eğitmenlerin büyük bölümünün, 65 yaşındaki emekli bir astsubay tarafından kurtarıldığı ortaya çıktı. İlçede bulunan Süleymaniye Kız Kur'an Kursu öğrencileri sel sırasında binada mahsur kaldı. Öğrencilerin bir bölümü helikopterle bölgeden tahliye edildi. Bir bölümünü de emekli bir astsubay olan Turhan Tekin'in oluşturduğu ip düzeneğiyle kurtulduğu belirtildi. Tahliyeden 10 dakika sonra ise binanın bir bölümü çöktü.

2 yıl önce

Bakan Soylu: Afet bölgesinin ince temizliğini 10 güne bitiririz

İşte Bakan Soylu'nun açıklamalarından satır başları: Kim çalışmak istiyorsa gayret gösteriyorsa burada tabi kii ihtiyacımız var. İçinde bulunduğumuz durum bambaşka bir şeydi. Bizim buradaki insanların umudunu ayağa kaldırmamız lazım. Oturdu ben ne olacağım dedi. 10 gün sonra bambaşka tabloda olacaksın dedim. 10 gün sonra mutluydu. Bizim insanların o hüznünün kayıplarının, kaybettiklerini yerine getirebileceğimizi ifade etmemiz lazım. 'ELİMİZDE NE VARSA VERİYORUZ' AFAD'a atılan her mesaj aslında o duyguyu ayağa kaldırıyor. Umudu yeniden yeşertiriz. Bunu yeniden yapabilecek bir kabiliyetimiz var. Onun için bizim ülkemizde umutsuzluğu ortadan kaldıracak o anlayışı beraber yeşertiyoruz. Biz de Kabine üyesi olduğumuzdan bu yana kendi arkadaşlarımızla da konuştuk. Elimizde ne varsa veriyoruz. Biz inanıyoruz çünkü. Bu konuda vatandaşlarımızın şöyle bir örnek verebilirim; Bir iş yerinin sahibinin yanında gönüllüler çalışıyordu. Tanımıyordum. Döndüm dedim ki, 'Bir başkasının başına böyle bir şey gelse gönüllü olup temizler misin?' dedim. Dönüp, 'Temizlerim' dedi. 700 BİNE YAKIN SMS GÖNDERİLDİ Dün Sınarcık tarafındaydım. Aldığı mısırı komşusuyla paylaşan, burayı daha fazla ayağa kaldıralım ki, karşı karşıya kaldığımız mağduriyetten kendi kendimize küllerimizden doğabileceğimizi gösterelim. Hepimiz verdik. Hem vatandaşlarımız bireysel olarak 700 bine yakın SMS gönderdi. Ama ben bu rakamı az buluyorum. Oradaki mesele 10 lira değil. Oradaki mesele birlik. Onu daha fazla sağlamalıyız. Birkaç iş adamının 1 yardımda sel ve yangın bölgelerine 50 milyon yardımda bulundular. Bu çok kıymetli bir şey. Bunun karşılığı bu. Bizim kültürümüz başka kültürlere benzemiyor. Benim için 10 lira verende biraz önce söylediğim rakamları veren de aynıdır. Öteki de gönlünden o kadar kopuyor doğru bir iştir. Bu durum bizim elimizi rahatlıyor. Evleri biz yapıyoruz. Tahliye olanlara 3'er bin lira verdik. Ne gerekiyorsa burada düşünülmüştü. Unundan tütününe kadar, elbisesinden başörtüsüne kadar yardımlar buraya akıyor. Sosyal marketimiz var insanlar elbiselerini buradan rahat alabiliyor. Planımız, kurgumuz burada işliyor. Yarın akşama kadar buranın kabasını bitiririz. İnce temizliğini de 10 güne bitiririz inşallah.  'ONLAR FEDAKARLIK YAPIYOR, BİZ İŞİMİZİ YAPIYORUZ' Daha fazla iyi noktaya gelelim istiyoruz. Siz yapamazsınız, siz gerçekleştiremez siniz diye milletimizi aşağılayanlara aslında birlik olunca burada yapabileceğimizi gösteriyoruz. Burada gönüllüler var. Diyor ki; Antalya, Muğla'da Artvin'de beraberdik burada da beraberiz. Devlet yöneticisi olarak da vatandaşımıza görevimiz var. Biz bu işi yapmakta mükellefiz. Bu işi yaptıktan sonra gönlümüz rahat ediyor mu? Ona bakacağız. Ailemiz özlüyor mu? Muhakkak özlüyor. Ben genelde hanım benimle beraber. Gecenin bir vaktinde orayı görmezsem dinlenemem. Kızım bu gece geldi. Görüp gitti. Uzun zamandır görmüyordum. Bütün arkadaşlarımız böyle. Onlar fedakarlık yapıyorlar. Biz işimizi yapıyoruz. 'CUMHURBAŞKAINIMIZ BİZZAT BAĞIŞLARA KATILMAK İÇİN ARADI' Bazen muhaliflere sorarsan ben korkutucu bir insan gibi görünebilirim ama. İş odaklığından olsa gerek. Bu işler insanı tarafımızı biraz daha yoğunlaştırıyor. Çözüme odaklı hareket ediyoruz. Bazen fevrileşebiliyoruz. Ona yönelik bazen bu tip işlerde vatandaşın değil de çözüm ortaklarının kalbini kırdığımız oluyor. Onlarda haklarını helal etsinler. Netice olarak vatandaşlarımızın işlerini halletmeye çalışıyoruz. Vatandaşlarımız travmadan geçmiş. Doğa sizi çaresiz hale getirmiş. Ama orada emekli bir astsubay. Kendisinin getirdiği mesleğin bilgisini konuşturarak. Bir ip atarak orada çocukları kurtarmış. Şimdi bunu anlatmak bunu yaşamak bambaşka travma. Çok şey yapmalıyız. Allah razı olsun Cumhurbaşkanımızdan. Bizati kendisi bağışlara katılmak için arıyor. Bazen biz şöyle de olabilir diyoruz. Hepsiyle tek tek konuşuyor. Devletimizin, milletimizin gücü var. Onları bir araya getirme düşüncesi içerisindeyim. 'HES PATLADI' İDDİALARINA SERT TEPKİ Sosyal medyada ben bunu görüyorum. Sosyal medyanın tüketici bir tarafı yok. Ama zaman alıcı, uğraştırıcı ve demorolize edici bir tarafı var. Ben söyledim oradaki haberlerin bir çoğu yalan. Özellikle ilim adamlarına seslenmek isterim. Bu tip dönemlerde pozisyonlarını net almaları lazım. Biz eksik yaparsak söylemeleri lazım. Eğer erbap oldukları işlerde yalan söyleniyorsa böyle olmadıklarını ifade etmeleri gereken cesaret olmalı. Burada "HES patladı gitti" o kadar çok yalan konuşuluyor ki. Topluma doğruları söylemek benim görevim. Söylemiyorsan toplum beni yargılar. Sosyal medyada dayağı yesin. İstediği kadar bu konuda ezilsin. Tasviye edilsin. Biz izleyelim. Arkadaş biz aynı okullarda okuduk. Bugün bana yarın sana. Bu tek taraflı ilişki ne kadar sürdürebilir? İlim adamlarına gücendiğimizi ifade etmek istiyorum. Kıtkanaat edindiğimiz bilgileri ifade etmeye çalışıyoruz. Onlar çok daha fazlasını biliyor. 'KONSANTRASYONUMUZU BOZMAK İSTEMİYORUZ' Muhalefet 10 günde kaldırdığınızı 8 günde yaparım diyebilirim. Bu siyasettir. Ama nesnel bir durumu, farklı bir şekilde ortaya koyarlarsa biz buna güceniriz. Bu doğru değil. Buranın bir milletvekili ve il başkanı "devletin bakanları yalan söylüyor" derse onu muhatap almam da, feleğini şaşırtırım aslında da işimiz çok. Konsantrasyonumuzu bozmak istemiyoruz. Bunu söyleyip toplumu tahrik etmeye çalışırsa da Allah nezdinde de bu yanlış istikamet olur. Vatandaşımıza söyleyeceğimiz bu tip kritik dönemlerde devletin verdiği bilgiler yüzleşeceğimiz bilgilerdir. Başkalarının verdiği bilgiler yüzleşmeyeceğimiz bilgilerdir. Aynısı yangınlarda da oldu. Tarihin en büyük yangınlarıyla karşı karşıya kaldık. Dünyadaki yangınları görüyoruz, yananın yerine öbürünü dikebilme kabiliyeti sahibi oluruz. Öyle bir noktaya getirdiler ki biz yaktık olduk. Oradaki canlıları, insanları biz imha ettiğe getirdiler. Kimine cevap veriyoruz, kime cevap vermeden geçip gidiyoruz. Negatif enerji karşınızdakini de etkiliyor. Bu dönemlerde çok negatif enerji yaymamak lazım.

2 yıl önce

Bakan Soylu, selzede bir kadın ile yaptığı görüşmede, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimat verdiğini ve bir yıl içinde evlerine gireceklerini söyledi

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, şiddetli yağışın ardından 11 Ağustos'ta sel felaketinin yaşandığı Bozkurt ilçesinde çalışmaların devam ettiği dükkanları ziyaret etti. İlçede 11 Ağustos'tan beri ilk kez kurulan pazarı gezen Bakan Soylu, pazarcı esnafı ve vatandaşlarla sohbet etti. Bakan Soylu, pazarcı kadının üzüm ikramını geri çevirmedi. "CUMHURBAŞKANIMIZ TALİMAT VERDİ, BİR YIL SONRA EVLERİNİZE GİRECEKSİNİZ" İncelemeler sırasında yolda karşılaştığı bir kadının çalışmalarda ne zaman sona gelineceğini sorması üzerine Bakan Soylu, İzmir'de deprem sonrası yapılan çalışmaları da hatırlatarak, "Burada da 1 yıl sonra inşallah evlerinize girmiş olacaksınız. Sayın Cumhurbaşkanımız böyle talimat verdi. İnşallah burası bambaşka, çok daha güzel olacak. Acılarımızı unutamayız ama şu çamuru temizleyip işleri bitiririz." dedi. Bir binanın bodrum katının temizliğini yapan mini kepçe operatörünün fotoğraf çektirme talebini kırmayan Bakan Soylu'nun yanına geldiğini gören kepçe operatörü, "Sana helal olsun" diyerek teşekkür etti. JANDARMAYA TEŞEKKÜR Çalışmalarla ilgili bilgi alan Soylu, esnafın taleplerini dinledi. Vatandaşlarla sohbet eden Soylu, temizlik çalışmalarında görev alan jandarma personeliyle de bir süre görüştü. Özverili çalışmaları dolayısıyla jandarmaya teşekkür eden Soylu, bu süreçte çok güzel iş çıkardıklarını kaydetti. AFAD Koordinasyon Merkezi'ni de ziyaret eden Soylu, son çalışmalar hakkında bilgi aldı.

2 yıl önce

Bakan Soylu, sel bölgesinde incelemelerde bulundu

Soylu, Kastamonu'nun Bozkurt ilçesindeki Afet Koordinasyon Merkezi'ndeki koordinasyon toplantısının ardından düzenlediği basın toplantısında, Batı Karadeniz'de 11 Ağustos'ta yaşanan sel felaketinin üzerinden bir ay geçtiğine işaret etti. Sel felaketi öncesi Bozkurt ilçesi Mamatlar köyüne 453 kilogram yağış düştüğünü belirten Soylu, "Yani, çok yoğun, görülmedik bir şekilde, insanın ve yaptıklarımızın da çaresiz kaldığı bir tabloyla bizi karşı karşıya bıraktı. Hem Kastamonu'yu hem Sinop'u hem de Bartın'ı etkiledi ve ilçelerimizi de etkiledi. Kayıplarımız oldu." diye konuştu. "BENİM ÇOK ZOR GECELERİMDEN BİR TANESİYDİ" Yaşanan felaketin büyüklüğüne dikkati çeken Soylu, şöyle devam etti: "Şunu söyleyebilirim. İnsan hayatında zor günler, zor geceler vardır. Benim çok zor gecelerimden bir tanesiydi. Benim ne kadar zor gecemse çatıların üzerinde kalıp devletinden aman bekleyen, imdat dileyen insanların da benden daha zor gecesiydi ve günüydü. 82 vatandaşımız rahmeti rahmana kavuştu ve onları defnettik. 15 vatandaşımızın arama kurtarma çalışmaları 459 personelle havadan, karadan ve denizden hala devam ediyor. Rahmeti rahmana kavuşan vatandaşlarımıza Cenab-ı Allah'tan rahmet yakınlarına, akrabalarına, hemşehrilerimize baş sağlığı dileklerimizi tekrardan iletiyoruz. Arama kurtarma çalışmalarında bulunduğumuz vatandaşlarımızın da başta akrabaları olmak üzere sabır diliyoruz." Gayretlerinin bu aşamada da devam ettiğini aktaran Soylu, afet konusunda devletin gerek daha önce yaptıklarıyla, afet öncesi aldığı tedbirlerle afet anında yaptıklarıyla ve afet sonrası yaptıklarıyla süreci yürüttüğünü belirtti. Daha önce yapılan yatırımların daha büyük bir faciayı önlediğini aktaran Bakan Soylu, şunları söyledi: "Bartın'a da gittiğimizde ve birçok yere gittiğimizde orada da şahit olduk. Burada belediye başkanlarımız, kaymakam arkadaşlarımız da var. Onların ilçelerine gittiğimizde de şahit olduk. Daha önce taşkın riski için yapılan özellikle tahkimatların aslında daha büyük bir faciayı nasıl önledikleri, bu konuda yapılan her bir yatırımın aslında bu büyük afette bir vesileyle koruyucu olduğunu hep birlikte gördük ve daha büyük felaketlerin sonucunun oluşmasını engellediğine de hep beraber şahit olduk. Yine bizim çalışmalarımız güne ait çalışmalar değildir. Yapılan tespitler, yatırımlar çerçevesinde görülmektedir." "Aynı zamanda özellikle afet konusunda geçen yıl afetlere hazırlık yılıydı." diyen Soylu, şunları kaydetti: "Bu yıl afet eğitim yılı. Pandemi olmasına rağmen 25 milyon insanımıza yüz yüze eğitim verdik ve bu hedefimiz yıl sonu itibarıyla 50 milyon idi. Oluşturduğumuz bir video var. 11 milyon insan tam zamanlı olarak izledi. Yine bu yıl Türkiye'de afetlerle ilgili önemli bir meseleye adım atmıştık. Bu il risk afet planlarını hazırlama idi. Yani depremden, sel baskınına kadar, kaya düşmesinden, toprak kaymasına kadar, yangına kadar, sanayi yangınına kadar illerin afet risklerini azaltmaya yönelik tüm kurumların ortak plan yapması, valilerin ve üniversitelerin koordinasyonuyla... Geçen yıl 6 tanesini tamamlamıştık. Bu yıl 81'ini bitirme konusunda bir hazırlığımız vardı. İnşallah, yıl sonu itibarıyla bitmiş olacak. Bundan sonra belediyeler, ilçeler neler yapacaklar, yatırımlarını yaptıkları zaman afetsellikleri nasıl ölçecekler, hangi adımları atacaklar, bu konuda çalışmalar devam etmektedir." BAKAN SOYLU, SEL BÖLGESİ BOZKURT'TA İNCELEMELERDE BULUNDU İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, sel felaketinin yaşandığı Kastamonu'nun Bozkurt ilçesinde incelemelerde bulundu. Soylu, şiddetli yağışın ardından 11 Ağustos'ta sel felaketinin yaşandığı Bozkurt ilçesinde, kullanılamaz hale gelen dükkanlarda sürdürülen çalışmaları inceledi. Çalışmalarla ilgili bilgi alan Soylu, esnafın taleplerini dinledi. Vatandaşlarla sohbet eden Soylu, temizlik çalışmalarında görev alan jandarma personeliyle de bir süre görüştü. Özverili çalışmaları dolayısıyla jandarmaya teşekkür eden Soylu, askerlerle bir süre sohbet etti. AFET Koordinasyon Merkezi'ni de ziyaret eden Soylu, koordinasyon toplantısına katıldı. Soylu'ya İçişleri Bakan Yardımcısı İsmail Çataklı, AFAD Başkanı Yunus Sezer, Kastamonu Valisi Avni Çakır, AK Parti Kastamonu Milletvekili Metin Çelik ve yetkililer eşlik etti.

2 yıl önce

Bakan Soylu yıllar önce Sudan'da yaşadığı anıyı anlatırken gözyaşlarını tutamadı

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen yetim ve öksüz çocukların hayallerini anlatan mektuplar yazarak katıldıkları "Çocukların Düşü Bursa'nın Gülüşü Projesi"nde hediye alacaklarla buluştu. Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi'ndeki programda konuşan Soylu, "Yetim başı okşayanı ödüllendiren bir inancın mensuplarıyız, buradan hiçbir zaman ayrılmayız. Bizatihi düşünmek, bir araya getirmek ve bir arada olmak bile inanıyorum. Bizim için hem bu dünyada hem de öteki dünyada büyük ama çok büyük bir sorumluluktur ve görevdir. Biz bu dünyayı bir sınav dünyası olarak görüyoruz. Acaba makam bizleri değiştiriyor mu, acaba para, pul, zenginlik, servet bizi değiştiriyor mu, acaba fiziki halimiz bizi değiştiriyor mu, acaba zenginliklerimiz kadar kayıplarımız da bizi değiştiriyor mu? Esas dünya ahir, öteki taraf. Acaba zengin oluyoruz da komşularımızı unutuyor muyuz? Acaba biraz varlıkla buluşuyoruz da dünümüzü, geçmişimizi unutuyor muyuz” dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın dünyanın her tarafındaki yalnız kalmış insanları dünyaya hatırlattığını belirten Bakan Soylu, değerlerden uzaklaştırmak için gayret gösterenlere aldırış edilmemesi gerektiğinin altını çizerek, "İdlib'de 3,8 milyon insan var, Fırat Kalkanı bölgesinde 1,2 milyon insan var, Afrin'de 600 bin insan var, Tel Abyad, Rasulayn'da 300 bin insan var. Eğer biz orada, o bölgede güvenli sahayı oluşturmamış olsaydık? Orada yetimler var, yetim evleri var. Biz o kadar onurlu ve büyük bir milletiz ki bize bırakılan emanetlere hiçbir zaman sırtımızı dönmedik. Bugün Sudan'dan Yemen'e kadar bilinmesini isterim ki Afrika'nın ismi bilinmedik ülkelerine kadar bu milletin evlatları, bizim dinimizin, inancımızın, Allah'ımızın bize emrettikleri, Peygamber Efendimizin bize nasihat ettiklerinin hiçbirisinden kopmadan, dünyaya şu anda coğrafyasında bulunduğumuz, bize büyüklerimizin emanet ettiği bütün ahlaki değerleri ve bütün medeniyetimizi nakşetmeye çalışıyoruz. Onlar dünyaya tapınsınlar, onlar Batı'nın değerlerine tapınsınlar, bizim tapınaklarımız bellidir, biz Allah'ın bize emrettiklerinden başka hiçbir yere, Cumhurbaşkanımızın bize söylediği gibi, 'sadece Allah'ın önünde secde eden' bir milletin dışında başka bir anlayışın içerisinde olmayacağız” diye konuştu. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, son iki yıldır Türkiye'nin birçok sıkıntıdan geçtiğini ancak salgın, deprem, sel gibi olaylarda her noktaya ulaşan bir devlet anlayışının olduğunu sözlerine ekledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın talimatlarıyla İdlib'e gittiğini dile getiren Soylu, "İdlib'e ilk gittiğimizde orada insanların durumlarını gördük, kolu, ayağı kesik çocuklar, yaşlı kadınlar, çaresiz ve umutsuz gözlerle 'yarın ne olacağım' endişesinde olan insanlar. Yırtık çadırlar, 'akşam ne yiyeceğim' endişesinde olan insanlar, biz büyük bir milletiz, hiç o bölgeleri yalnız bırakmadık. Oralara Cumhurbaşkanımızın talimatıyla briket evler yaptık, altyapıları, kanalizasyonları, çocuk parkları, okulları, camileri, hastaneleri, güvenlikleri, ticaret hayatlarını yeniden canlandırmaya çalıştık. Bizim dünyadan bir farkımız var, beş vakit secdeye eğildiğimizde unutmuyoruz, Allah'ın en şerefli olarak yarattığı insanları, Allah'ın bize emirlerini” ifadelerini kullandı. Yıllar önce Sudan'a yaptığı ziyareti anlatırken gözleri dolan Bakan Soylu, "Bir genç kız gördüm, 20 yaşında. 'Ne işin var burada?' dedim. 'Ne kazanıyorsun, nerede çalışıyorsun?', 'Bir şey kazanmıyorum.' dedi. O yetim çocukları burada yalnız bırakamayız. Dünya adaletten koptukça ve birileri Batı'ya tapındıkça Allah onları uyaracak ve Allah onlara doğruyu gösterecek. Doğru burası ve doğru sizsiniz. Burası bir cennet bahçesi gibi şu anda ve o kadar güzel ki, o kadar güzel görünüyorsunuz ki. Burayı bir araya getirenlere söylüyorum, çok büyük mükafatlarınız olacak. Belki farkında değilsiniz, bu dünyada da öteki dünyada da o mükafatlarla karşı karşıya kalacaksınız. Ülke olarak yapacak çok işimiz var, millet olarak yapacak çok işimiz var. Cumhurbaşkanımızın yapacağı çok iş var, Cumhur İttifakı'mızın yapacağı çok iş var" ifadelerini kullandı.

1 2 3 4 5 6 7 8 ... 29 30